Kentsel Yaşamın Geliştirilmesinde Ulaşım Politikaları
1. Toplu Taşımacılık ve Özel Araç Kullanımı Arasındaki İlişki
Kentsel yaşamı geliştirme sürecinde, toplu taşımacılık ile özel araç kullanımı birbirini tamamlayan iki temel unsurdur. Her iki ulaşım biçimi, kent içi hareketliliğin sağlanmasında önemli roller üstlenmektedir.
2. Özel Araç Kullanımına Sınırlama Getirilmesi Gerekliliği
Bununla birlikte, özel araç kullanımının gelişimine sınırlama getirilip getirilmemesi konusu, daha kapsamlı tartışmalar gerektirmektedir. Plansız kentleşme, artan nüfus ve trafik yoğunluğu, kentsel dokunun korunmasını zorlaştırmaktadır.
3. Kentsel Doku ve Sürdürülebilirlik
Kasaba ve şehirlerimizin ana dokusunu korumak ve gelecekte daha yaşanabilir kentler oluşturmak için özel araç kullanımını sınırlandırmak zorunludur. Böyle bir politika, yalnızca çevresel sürdürülebilirliği desteklemekle kalmaz, aynı zamanda toplu taşıma sistemlerinin etkinliğini de artırır.
Gündelik yaşamda, insanlar farklı amaçlarla, farklı zamanlarda ve farklı yerlerde bir araya gelmek istediğinde, yalnızca bireysel hareketlilik taleplerine odaklanmak verimli bir çözüm sunmaz. Mevcut yol kapasiteleri ve park alanı sınırlılıkları, uzun vadede başarıyı zorlaştırır. Bu nedenle, ailelerin ve bireylerin özel araçlarıyla yoğun kent merkezlerine seyahat etmelerini önlemek gerekir.
Bu bağlamda, toplu taşımayı yalnızca bir ‘boşluğu dolduran araç’ olarak değil, aynı zamanda kritik bir ekonomik ve sosyal gereklilik olarak değerlendirmeliyiz.
Sağlıklı Bir Toplum Yaşamı İçin Ulaşım Oranları
Sağlıklı bir toplum yaşamı için özel ve toplu taşıma arasındaki doğru oranların korunması gereklidir. Ancak her şehir ve kasabanın kendine özgü şartları olduğundan, tek bir çözüm önerisi getirmek zordur. Her şehir, hareketliliğin en makul şekilde karşılanmasını sağlayacak bir özel ulaşım kullanım oranına sahiptir. Bu oran, şehir büyüdükçe değişir ve toplu taşıma oranının artması gerektiği vurgulanmalıdır. Örneğin, Edinburgh’da özel araç kullanımı, tüm hareketliliğin %25’ine denk gelmektedir.
Eğer keskin bir karar verilmesi gerekirse, toplu taşımayı destekleyecek şekilde özel araç kullanımına sınırlama getirilmesi, ulaşım mühendislerinin tercih etmesi gereken yoldur. Sınırsız ve kontrolsüz özel araç kullanımı, toplumu olumsuz etkileyebilir. Bu müdahale, toplu taşımanın yüksek standartlarda, uygun fiyatlarla sunulması ile başarılı olabilir.
Yol Kapasite Artırım Talebi
Şehir merkezlerindeki yoğun sabah ve akşam saatlerinde, araçların büyük bir kısmında yalnızca sürücünün bulunduğu gözlemlenmektedir. Dolayısıyla, kapasite ve park alanı sınırlı şehirlerde özel araç kullanımı, gereksiz ve savurgan talepler yaratarak ulaşım verimliliğini düşürmektedir. Bunun yanı sıra, mevcut ulaşım altyapısının verimli kullanılabilmesi için kaynakların doğru biçimde yönlendirilmesi kritik önem taşır. Bu bağlamda, toplu taşıma sistemlerini yalnızca bir alternatif olarak değil, aynı zamanda kentsel ulaşımın temel çözüm unsuru olarak değerlendirmemiz gerekir. Sonuç olarak, sürdürülebilir ulaşım hedeflerine ulaşmak için toplu taşıma sistemlerini geliştirmemiz kaçınılmazdır.
Arazi kullanımına baktığımızda, elde edilen veriler, toplu taşıma sistemlerinin özel araç kullanımına kıyasla çok daha yüksek verimlilik sunduğunu net biçimde ortaya koymaktadır. Nitekim, bir otobüs bir otomobilden yaklaşık 2,5 kat daha fazla yol alanı kaplasa da ortalama 20 yolcu taşırken, bir otomobil yalnızca 1,5 yolcu taşır. Üstelik, pik saatlerde bir otobüs kapasitesini 75 yolcuya kadar çıkarabilmektedir. Dolayısıyla, toplu taşıma mevcut yol sistemini hem alan kullanımı hem de yolcu kapasitesi açısından özel araçlara göre çok daha verimli kullanmaktadır.
Trafik Tıkanıklığı ve Yol Kullanımı
Gelişen trafik miktarı, ihtiyaç duyulan yol kapasitesinin gerisinde kalmış ve bu da ciddi tıkanıklık sorunlarına yol açmıştır. Trafik tıkanıklığı, ulaşım maliyetlerinin artmasına, gecikmelere ve stresin yükselmesine sebep olmaktadır.
Özel araç kullanımına sınırsız özgürlük tanınması, tıkanıklığı artırır, toplu taşımanın güvenilirliğini ve maliyet etkinliğini düşürür.
Yol İçin Arazi Kullanımının Etkinliği
Artan özel araç sayısı, kentlerde yeni yol yapımını zorlaştırmaktadır. Yoğun yerleşim alanlarında yeni yol inşası mümkün olmadığından, mevcut yol şebekesinin en verimli şekilde kullanılması gerekmektedir. Özel araç kullanımını, toplu taşımaya yönlendirmek, yolların etkin kullanımını sağlamalıdır. Trafik mühendislerinin önceliği, daha fazla araç yerine, daha fazla insanın hareket etmesini sağlayacak koşulları yaratmak olmalıdır.
Önerilen Çözümler:
-
İşe Gidiş-Dönüş Saatlerinin Düzenlenmesi kapsamında, ilgili kurumlar çalışma saatlerini farklı zaman dilimlerine yayar. Bu uygulama, zirve saatlerdeki yoğunluğu azaltır ve trafiğin daha dengeli biçimde dağılmasını sağlar.
-
Park Stratejileri kapsamında, yetkili kurumlar park alanlarını sınırlar ve park fiyatlarını artırır. Bu uygulama, özel araç kullanımını azaltır ve toplu taşıma tercihlerini teşvik eder.
-
Elektronik Ücretlendirme Sistemleri kapsamında, yetkili kurumlar, trafik yoğunluğu yaşanan bölgelerde araçları kullandıkları kilometreye göre ücretlendirir. Bu sistem, ulaşım türü tercihlerinde etkili bir rol üstlenir.
-
Pik saatlerde mevcut yolların yalnızca toplu taşıma araçlarına tahsisi, kalite ve hızı artırır.
Kaynakça:
- Soran, D. (2018). Toplu Taşıma ve Özel Ulaşım Sistemlerinin Kentsel Yaşama Etkileri. Ulaşım Mühendisliği Dergisi.
- TMMOB Ulaşım Mühendisleri Odası. (2021). Kentlerde Ulaşım Planlaması ve Toplu Taşıma Çözümleri. İstanbul: Ulaşım Yayınları.
- Güler, R. (2017). Trafik Yönetimi ve Kentlerde Ulaşım Politikaları. Ankara: Şehircilik Yayınları.
- Trafik Araştırmaları Merkezi. (2019). Toplu Taşıma Sistemlerinin Verimliliği ve Geleceği. İstanbul: Trafik Yayınları.
Comments are closed