shape
shape
Arrow

İnşaat Sektörünün Yeni Nesil Bilgilendirici Platformu

shape
Shapeyapı Teknolojisi

Kategoriler

3d house plans scaled

Yapı Teknolojisi

Yapım Teknolojileri ile ilgili bilgiler...

pexels pixabay 271667 scaled

Yapı İşletmesi

Yapım İşletmesi ile ilgili bilgiler...

pexels pixabay 269063

Malzeme Teknolojisi

Malzeme Teknolojileri ile ilgili bilgiler...

119031 scaled

Zemin Teknolojisi

Zemin Teknolojisi ile ilgili bilgiler...

urban traffic view 1 scaled

Ulaşım Teknolojisi

Ulaşım Teknolojisi ile ilgili bilgiler...

pexels yasin onus 520099596 33931158 scaled

Hidrolik

Hidrolik Teknolojisi ile ilgili bilgiler...

Shape Yapı Teknolojisi

Güncel Konular

Ulaşım

Ulaşım Teknolojisi

Ulaşım ve Ulaştırma Ulaştırma, bir yarar beklentisiyle canlı ve cansız varlıkların yer değiştirmesine verilen addır. Bununla birlikte, bu süreç, mal ve hizmetlerin ekonomik ve toplumsal hayata katılmasında kritik bir rol oynar. Dolayısıyla, ulaştırma yalnızca fiziksel hareketi değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal kalkınmayı da destekler. Ulaştırma Türleri Ulaştırma faaliyetleri farklı yöntemlerle gerçekleştirilir. Öncelikle, bunlar kara ulaştırması, su ulaştırması, hava ulaştırması ve boru hatlarıyla ulaştırma şeklinde sınıflandırılır. Kara Ulaştırması Birincisi, karayolu ulaştırmasıdır. Ayrıca, demiryolu ulaştırması da kara taşımacılığının önemli bir parçasıdır. Su Ulaştırması Su ulaştırması, hem denizyolu ulaştırmasını hem de iç-su yolu (göl, nehir, kanal) ulaştırmasını kapsar. Böylece, yük ve yolcu taşımacılığında denizler ve iç sular etkin biçimde kullanılır. Hava Ulaştırması Hava ulaştırması, özellikle hızlı ulaşım gerektiğinde tercih edilir. Boru Hatlarıyla Ulaştırma Boru hatlarıyla ulaştırma, özellikle petrol, doğal gaz ve benzeri akışkan maddelerin taşınmasında kullanılır. Karayolu Karayolu, taşıt ve yayaların yükleriyle birlikte ulaşımını sağlayan kamuya açık arazi şeritleridir. Üstelik, bu yollar tekniğine uygun olarak yapılmış bir ağ şeklinde düzenlenir. Karayolu trafiği ise; platform üzerinde motorlu ve motorsuz araçlar ile yayaların hareketlerinin düzenlenmesi anlamına gelir. Bu nedenle, karayolları modern ulaşımın bel kemiğini oluşturur. Karayollarının Yararları Karayolları, ekonomik, askeri, sosyal ve şehirleşme açısından önemli avantajlar sağlar.Öncelikle, ekonomik açıdan tarım, sanayi ve doğal kaynakların üretimini, ticareti ve turizmi olumlu etkiler.Bunun yanında, güvenlik açısından askeri strateji ve ulusal güvenlik için kritik rol oynar.Ayrıca, kentsel gelişim üzerinde de etkili olup şehirleşme ve arazi kullanımını yönlendirir.Son olarak, toplumsal gelişime katkıda bulunarak eğitim, eğlence ve spor gibi alanları destekler. Karayollarının Zararları Karayollarının bazı olumsuz etkileri de bulunmaktadır.Örneğin, çevresel etkiler arasında hava kirliliği ve gürültü kirliliği yer alır.Bununla birlikte, arazi kullanımına etkisi açısından tarımsal ve yeşil alanların daralmasına yol açar. Karayolu Tarihçesi Karayollarının geçmişi eski uygarlıklara kadar uzanır.Örneğin, Antik Çağ’da Roma İmparatorluğu uzun ömürlü ve dayanıklı yollar inşa etmiştir.Daha sonra, 19. ve 20. yüzyıllarda Sanayi Devrimi ile yollar modernleşmiş ve asfaltlanmıştır.Ayrıca, çok eski zamanlardan beri kullanılan nehir ve kanallar, ticaret ve ulaşımda önemli bir rol oynamıştır. Resim1- Antik Çağ Yolları Resim2- Roma Yolları Resim 3- Antik Çağ Yol Kesiti Resim 4- 19. ve 20. Yüzyıl Yol Kesiti   Kaynakça: Kırdar, H. (2010). Ulaşım Sistemleri ve Etkileri. İstanbul: XYZ Yayınları. Smith, J. (2015). Transportation and Infrastructure Development. New York: ABC Publications. T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı. (2023). "Karayolu Ulaşımı Raporu." www.uab.gov.tr UNCTAD. (2022). "World Transport and Logistics Report." www.unctad.org

Yapı Malzemesi

Taşlar

Doğal Taşlar Dünya üzerinde her yerde görülen, elle dokunulunca sertlik gösteren ve yer kabuğunun yapısında bulunan birçok mineralden meydana gelen kırılgan maddelerdir. Taşların Önemi Doğal taş, vazgeçilmez bir yapı malzemesi oluşturur. Zira doğal taşlar, suya karşı diğer kâgir yapı malzemelerine kıyasla daha fazla direnç gösterir. Ayrıca taşlar, kendilerini oluşturan maddelerin türüne ve dış etkenlerin durumuna göre çok çeşitli yapılar sergiler. Bu nedenle insanlar, doğal taşı önemli bir yapı malzemesi olarak kabul eder. Doğal Taş Çeşitleri Uzmanlar, doğal taşları genel olarak üç ana grupta sınıflandırır: Tortul Taşlar Püskürük Taşlar Başkalaşmış Taşlar Tortul Taşlar Dış etkenler, mevcut taşları zamanla ufalar; ardından doğal bir bağlayıcı bu parçaları karıştırır ve yeniden sertleştirerek tortul taşları oluşturur. Bu taşlar genellikle tabakalar hâlinde bulunur ve içlerinde fosiller yer alabilir. Tortul Taş Çeşitleri Yapı taşı olarak yaygın şekilde kullanılan bazı tortul taş türleri şunlardır: Kalkerler Dolomit Alçı Taşı Arduvaz Killi Şist Kuvarsit Traverten Konglomeralar Kalkerler Kalkerler: Kalsiyum karbonat (CaCO3​) ve aralarına karışmış diğer minerallerden meydana gelen kalkerler, üzerlerine asit döküldüğünde köpürürler. Saf kalkerin özgül ağırlığı yaklaşık olarak 2700 kg/m³'tür ve 3 olan sertlik derecesi sayesinde kolayca işlenebilirler. Ustalar, yapılarda moloz taşı, yonu taşı ve kaplama taşı kullanır ve taşları kırarak mıcır elde eder. Resim 1-Kalker Kalker Çeşitleri: Olitik Kalker: Balık yumurtasına benzeyen taneler doğal bir çimento ile birleşir ve ustalar bu taşı inşaat işlerinde kullanır. Tebeşir: Saf bir kalker türü fosiller içerir ve üreticiler bunu kireç yapımında değerlendirir. Litoğrafya Kalkeri: Matbaacılar, çok ince taneli bu kalker türünü baskı işlerinde kullanır. Kalker Tüf: Gözenekli ve delikli yapıya sahip bu tür, bitki artıkları içerir ve suyu çok geçirir. Ustalar, bu taşı yapılarda dolgu malzemesi ve hafif beton üretiminde kullanır. Dolomit: Magnezyum ve kalsiyum karbonattan oluşan dolomit genellikle beyaz renklidir. Kalkerden daha serttir ve asitlere karşı daha dayanıklıdır. Resim 2-Dolamit Alçı Taşı: Jips olarak da bilinen alçı taşı, kalsiyum sülfattan (CaSO₄) meydana gelir. Ustalar, bu taşı suda kolayca çözüldüğü için yapıların suyla temas etmeyen iç kısımlarında kullanır. Taş, beyaz, sarımsı, kırmızımsı, boz ve saydam renklerde bulunur. Çok yumuşak olduğu için sertlik derecesi 2’dir ve insanlar onu tırnakla çizebilir. Resim 3- Alçı Taşı Arduvaz Siyah ve koyu gri renkte, sık ve homojen dokulu olan arduvaz, içerdiği pirit kristalleri sayesinde parlak bir görünüme sahiptir. Sık dokulu ve gözeneksiz türleri yapı işlerinde kullanılabilir. Duvar ve çatı kaplaması olarak levhalar halinde değerlendirilirler ve dona ile yüksek ısıya karşı dayanıklıdırlar. Özellikle İznik civarında bulunurlar. Resim 4-Arduvaz Taşı Killi Şist Sarı, yeşilimsi, gri, mavimsi ve siyah renklerde görülebilen killi şist, tabakalar halinde ayrılabilen sert ve dayanıklı bir taştır. Yapılarda kaplama işlerinde kullanılır. Resim 5- Killi Şist Kuvarzit Beyaz ve açık gri renkteki kuvarsitin işlenmesi zordur ve genellikle mıcır üretiminde kullanılır. Resim 5-Kuvarzit Traverten Kalker tüfü grubunda yer alan traverten, büyük gözeneklere sahiptir. Rengi gri, sarı ve kahverengi tonlarında olabilir. Oldukça sert bir taştır. Çankırı ve Denizli'de bulunan traverten kolay işlenir ve kesilir. Yapılarda sıklıkla kaplama işlerinde kullanılırlar. Resim 6-Traverten Taş Konglomeralar İrili ufaklı taş parçalarının doğal bir bağlayıcı ile bir araya gelmesiyle konglomeralar oluşur. Resim 7-Konglomera   Püskürük Taşlar Yer küresinin içindeki kızgın ve erimiş kütle olan mağma, yerkabuğunun zayıf noktalarından, özellikle yanardağlardan dışarıya püskürerek çıkar ve havanın etkisiyle soğur. Bu soğuma ve katılaşma sonucu sert bir yapıya sahip püskürük taşlar meydana gelir. Bazen de mağma yeryüzüne ulaşmadan sertleşir. Bu şekilde oluşan taşlara mağmatik veya püskürük taşlar denir. Püskürük Taş Çeşitleri: Granitler Siyenit Diorit Gabro Volkanitler Porfirler Granitler: Beyaz, gri, yeşil, gri-mavi ve pembe renklerde bulunabilen granitin temelini kuvars, feldispat ve mika mineralleri oluşturur. Sert ve sağlam bir taştır. Yoğunluğu 2600-2800 kg/m³ arasında, basınca karşı direnci ise 1600-2400 kg/cm² arasındadır. İyi cila tutarlar. Resim 8-Granit Siyenit Granit cinsinden olan siyenitin renkleri koyu gri, koyu yeşil ve kırmızıdır. Granitten temel farkı kuvars mineralini içermemesidir. Granitin kullanıldığı alanlarda değerlendirilir ve çok iyi cila tutar. Resim 9-Siyenit             Diorit Gri, koyu yeşil ve beyaz renklerdeki diorit de granit grubu bir taştır. Bünyesinde granitte bulunan minerallere ek olarak başka mineraller de içerir. Konya ve Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yatakları bulunur ve granitin kullanım alanlarında tercih edilirler. Resim 10-Diorit Gabro Esas olarak feldispat mineralinden oluşan gabro, işlenebilir ve iyi cila tutar. Koyu yeşil ve zeytin yeşili renktedir. Türkiye'de nadir bulunur. Resim 11-Gabro Volkanitler Yerkürenin içindeki kızgın ve erimiş kütle yeryüzüne çıkarken, çıkış yollarında, ağzında ve dışarıda sertleşir. Soğuma hızı, yerkabuğuna yakınlığına göre değişir. Ağız kısmında soğuyanlar camsı bir görünüm sergiler. Kuvars, feldispat ve mika gibi minerallerden oluşurlar. Resim 12-Volkanit Porfirler Genellikle kırmızı ve yeşil renkli olan porfirler çok iyi cila tutarlar. Yollarda kaldırım taşı ve betonda çakıl (mıcır) olarak kullanılırlar. Resim 13-Porfirler Andezit: Porfirlerin yeni jeolojik zamanda oluşmuş türlerine andezit denir. Gri, kırmızı, yeşil, pembe veya siyahımsı renklerde olabilirler. Türkiye'de Erciyes, Tendürek, Süphan, Ağrı Dağı ve Ankara civarında bulunur. İyi bir yapı taşıdır, kolay işlenir ve kesme taş haline getirilebilir. Sıkça kullanılan bir taştır. Resim 14-Andezit Trakit: Türkiye'deki volkanik taşların çoğu trakittir. Kütlelerinde çatlaklar bulunur ve ocaklarda bu çatlaklardan yararlanılarak çıkarılırlar. Açık ve koyu gri, sarımsı ve kırmızımsı renklerde olabilirler. Hava koşullarına bazı türleri dayanıklı, bazıları dayanıksızdır. Yoğun ve sert olanları inşaatlarda, merdiven basamaklarında ve kaplama işlerinde kullanılır. Afyon'da yatakları bulunur. Resim 15-Trakit Bazalt: Koyu gri ve siyah renkli olan bazaltın Türkiye'de Afyon, Diyarbakır ve Trakya'da yatakları vardır. Genellikle altıgen prizma ve sütunlar halinde bulunur, çok sert ve ağır bir taştır. Temellerde, yol, köprü ve rıhtım gibi yerlerde kullanılır. Resim 16-Bazalt Taşı Lavlar: Kızgın mağmanın yeryüzüne çıktıktan sonra sertleşmesiyle lavlar meydana gelir. Sert yapılıdırlar. Püskürme sırasında etrafa saçılan kütlelerin soğumasıyla volkanik cüruflar oluşur. Çok gözenekli volkanik cüruflara ve lavlara genellikle volkanik tüf adı verilir. Bazalt lavları sert olduğu için yapı taşı olarak kullanılırken, trakit tüfü olan BİMS hafif beton agregası olarak değerlendirilir. Çimentoya katılan tras da volkanik bir tüftür. Resim 17- Lav Taşı Başkalaşmış Taşlar Yerkabuğunun altındaki kızgın kütlenin, kabuğun altındaki tortul taşları yüksek ısı ile başkalaştırması sonucu başkalaşmış taşlar oluşur. Kristalsiz bir yapıya sahip olan tortul taşlar, ısı ve basınç etkisiyle kristal bir yapı kazanırlar. Bu taşlara metamorfik taşlar da denir. Başkalaşmış Taş Çeşitleri: Mermerler Gnays Mikaşist Serpantin Mermerler: Kalker ve dolomitlerin yerkabuğu altında basınç ve sıcaklık etkisiyle değişime uğraması sonucu oluşmuşlardır. Yapıları şistlidir. Mermerler %95 kalsit ve az miktarda silis, silikat ve demir oksit gibi minerallerden meydana gelir. Genellikle beyaz ve grimsi renktedirler. İçerdikleri farklı metal oksitlerle mor, yeşil, kırmızı, pembe ve siyah renklerde de olabilirler. Bazen damarlar halinde renkli oluşumları daha estetik bir görünüm sunar. Ocaklardan kare veya dikdörtgen prizmalar halinde kesilerek çıkarılırlar. Ustalar, atölyelerde mermeri tabakalar hâlinde yarar, plakalar hâlinde keser, parlatır ve kenarlarını düzelterek işlenmeye hazır hâle getirir. Mermerler kolay işlenir ve iyi cila tutar. Boşluksuz ve sert yapıları sayesinde yapılarda merdiven kaplaması, döşeme ve duvar kaplaması, tezgâh, kurna ve hela taşı yapımında kullanılırlar. Resim 18-Mermer Taşı Gnays Granite benzer ancak onun kadar dayanıklı değildir. Dondan çabuk etkilenir ve tabakalı bir yapıya sahiptir. Kaldırım taşı veya kırma taş olarak kullanılır. Resim 19-Gnays Taşı Mikaşist Mika ve kuvars minerallerinden oluşan bu taş, toprak halindeki minerallerin tabakalar hâlinde dizilmesiyle oluşur. Ancak, bu özelliklerine rağmen genellikle tercih edilen bir yapı taşı değildir. Resim 20-Mikaşist Taşı Serpantin Açık yeşil, koyu yeşil, sarımtırak ve kahverengi renklerde bulunabilen serpantin, özellikle yılan derisi görünümünden dolayı bu adı almıştır. Ayrıca, kolayca cilalandığı için süs eşyası yapımında yaygın olarak kullanılır. Bunun yanı sıra, serpantin yatakları genellikle krom ve manganez yataklarıyla birlikte bulunur. Resim 21- Serpantin Taşı Taşların Özellikleri Homojenlik: Bir taşın çeşitli noktalarındaki sertlik, bileşim, mukavemet ve deformasyon kabiliyetlerinin aynı olması homojenlik anlamına gelir. Bu durumda, aşınmalar benzerlik gösterir ve darbe taşa isabet ettiğinde taş sivri parçalar hâlinde kırılır. Yatak Satıhları: Taşlar, yatak satıhlarına dik doğrultuda daha fazla yük taşırken daha az su geçirirler. Bu nedenle yatak satıhları önemlidir. Sertlik: Taşların sertliği, mineral yapısıyla yakından ilişkilidir. Bir taşın sertliği, aynı zamanda mukavemeti hakkında yaklaşık bir fikir verir. Genellikle sert taşlar, dış etkilere karşı daha dirençlidir ve çoğunlukla silisli taşlar bu grupta yer alır. Her taşın belirli bir sertlikte olması gerekir: Eğer bir taşı tırnak çizebiliyorsa, sertliği 2'den azdır. Şayet çinko ile çizilebiliyorsa, sertliği 3'ten düşüktür. Adi camla çizilebilen taşların sertliği 4 ile 5 arasındadır. Çelik bir çakı, taşı çizebiliyorsa, bu taşın sertliği 5 veya 6 olarak kabul edilir. Birim Ağırlık: Taşların birim ağırlığı genellikle 2 ile 3 arasındadır. Yüksek bir birim ağırlık, taşın boşluksuz veya az boşluklu olduğunu gösterir. Dolayısıyla birim ağırlık, yoğunluk hakkında bilgi sunar. Porozite: Porozite, birim hacimdeki boşluk miktarını ifade eder. Yüksek poroziteli, yani çok boşluklu taşlar öncelikle genellikle mukavemet göstermez; ayrıca, kolayca aşınır, renklerini çabuk kaybeder ve fazla geçirimlilik sergiler. Buna karşılık, su emme oranı %0,5’ten az olan taşlar önemli ölçüde yüksek mukavemet sağlar. Bu nedenle, ustalar yapılarda özellikle %0,3’e kadar su emme oranına sahip taşları hem tercih eder hem de kullanır. Geçirimlilik: Geçirimlilik, taşların sıvı ve gazları geçirme özelliğidir. Genel olarak taşların geçirimliliği oldukça düşüktür. Kapilarite: Doğal taşlardaki boşluklar farklı boyutlardadır. Bazı boşluklar gözle görülemeyecek kadar küçükken, bazıları görülebilir büyüklüktedir. İşte bu çok küçük boşluklar, taşın içinde kapiler bir boru ağı oluşturur. Bu borular, bina temelinde su veya rutubetle temas eden taşı kullanarak suyu yapının üst kısımlarına kadar taşır. Bunun sonucunda, yapı içinde nem oranı artar ve malzemelerin dayanıklılığı azalır. Dolayısıyla, bu durum hem estetik hem de yapısal açıdan istenmeyen sonuçlar doğurur. Dona Dayanıklılık: Boşluklara giren su donduğunda hacmi yaklaşık olarak 1/11 oranında artar. Bu genleşme, girdiği yere basınç yaparak çatlaklara neden olabilir. Örneğin, su -5°C'de 620 kg/cm² basınç, -10°C'de ise 1140 kg/cm² basınç oluşturur. Bu nedenle gözeneksiz taşlar dona karşı daha dirençlidir. Genleşme: Genleşme, sıcaklık farklılıkları nedeniyle malzemelerin boylarında meydana gelen uzama ve kısalmalardır. Örneğin, bu durum yaz aylarında metal köprülerin hafifçe uzaması ve kış aylarında kısalması şeklinde gözlemlenebilir. Granitteki uzama katsayısı yaklaşık olarak 7.9×10−6'dır. Bazalttaki uzama katsayısı ise yaklaşık olarak 10×10−6'dır. Aderans: Aderans, doğal taşların harçlara ve betona yapışabilme yeteneğidir. Taş ile bağlayıcılar arasındaki aderansın iyi olması için bazı koşullar gereklidir: Su, bir miktar taşın içine nüfuz etmelidir. Taşın yüzeyi pürüzlü bir yapıda olmalıdır. Taşın yüzeyi her türlü kirden arındırılmış, temiz olmalıdır. Renk ve Doku: Mimari ve dekoratif amaçlarla kullanılan taşların renk ve dokularını uzun süre muhafaza etmesi büyük önem taşır. Bu özellikler, taşın estetik görünümünü doğrudan etkiler. Mekanik Özellikleri: Farklı ocaklar, aynı cins taşları bile farklı mukavemet değerleriyle çıkarabilir. Bu nedenle, önem arz eden inşaatlarda mühendisler taşları genellikle aynı ocaklardan temin eder ve mukavemetlerini önceden test eder. Ayrıca, kullanıcılar taşları genellikle çekme kuvvetlerine karşı değil, daha çok basınç ve eğilme kuvvetlerine karşı uygular. Kaynak: Erol, O. (2005). Jeoloji ve Taş Bilgisi. Ankara: Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü Yayınları. Yılmaz, Y. (2010). Türkiye’nin Jeolojisi ve Doğal Taşları. İstanbul: İstanbul Teknik Üniversitesi Yayınları. Akçay, A. (2018). Doğal Taşların Fiziksel ve Mekanik Özellikleri. İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınları. TÇMB (2020). Türkiye'de Yapı Malzemeleri ve Doğal Taş Kullanımı. Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Raporu. MTA (2022). Türkiye’de Bulunan Doğal Taş Rezervleri. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü Yayınları. Kaya, F., & Demir, H. (2016). "Doğal Taşların Mimari Kullanımı ve Dayanıklılığı," Jeoloji Mühendisliği Dergisi, 30(2), 45-58. TSE (2019). Doğal Taşların Standartları ve Sınıflandırılması. Türk Standartları Enstitüsü Yayınları.

Yapı Malzemesi

BİMS Beton

Bims Beton Bims veya Türkçe literatür ismiyle ponza taşı, volkanik kökenli, kristalize, mikronize boşluklu bir silikattır. Birbirinden bağımsız gözeneklerden oluşan, sünger görünümlü bir kayaç olup, birim hacim ağırlığı 400-600 kg/m3 arasında değişen doğal bir yapı malzemesidir. Resim 1-Bims Tuğla Tarihi Bimsin kullanımı tarih öncesine dayanmaktadır. Kapadokya bölgesindeki doğal konutlar ile Nevşehir ve Niğde bölgesinde soğutma deposu olarak kullanılan doğal mekânlar bunun örnekleridir. İnşaat sektöründe ilk kullanımı Romalılar dönemine dayanmaktadır. Puzolan çimento olarak Romalıların bolca kullandığı, hatta Ayasofya’nın kubbesinde de bu malzemenin kullanıldığı bilinmektedir. Hafif yapı elemanı olarak başta Almanya, Fransa, İtalya, İsveç, Amerika ve Japonya olmak üzere birçok ülkede ısı ve ses izolasyonu sağlamak amacıyla üstün yalıtım özellikleri, hafifliği ve depreme dayanıklılığı gibi nitelikleri nedeniyle yüzyılı aşkın süredir kullanılmaktadır. Faydaları Yüksek elastikiyet özelliği nedeniyle depreme dayanıklıdır. Hafifliği sayesinde binaların ağırlığını azaltır. Sıvalarda kabarma ve çatlama olmaz. Yüksek ısı yalıtımı sağlar. Duvar örmek için özel bir işçiliğe gerek yoktur. Zaman, iş gücü ve malzemeden tasarruf sağlar. Betonarme binalarda kolon ve kirişlere gelecek yükü azaltır. Betonarme malzemesinden tasarruf sağlanır. Malzemenin boyutları çok düzgün olduğu için (kaba + ince sıva) en fazla 1.5 cm kalınlığında sıva yeterlidir. Bims Betonun Özellikleri Doğal gözenekleri sayesinde ısı ve ses yalıtımı sağlar. Yangına karşı dayanıklıdır. Hafifliği sayesinde binaların ağırlığını azaltır. Yüksek elastikiyet özelliği nedeniyle depreme dayanıklıdır. Nefes alabilir, nem tutuculuğu mükemmeldir. Donmaya karşı dirençlidir. Duvar ve sıvada daha az ve ucuz işçilik gerektirir. Dayanıklılık Bims, yüksek elastikiyet ve gözenekli yapısıyla bina yükünü azaltarak depreme karşı maksimum dayanıklılık sağlar. Ayrıca volkanik esaslı bir madde olduğundan yangına karşı son derece mukavemetlidir. Ortalama basınç mukavemeti 30 kg/cm²'dir. Birbirine geçmeli bağlantısından dolayı devrilme emniyeti tuğlaya göre daha yüksektir. Hafiflik Statik hesaplarda demir ve beton miktarını azaltır. Sandviç tuğla ile yapılan duvarla kıyaslandığında %17 daha hafiftir. Isı ve Ses Yalıtımı Doğal gözenekleri içindeki durgun hava, düşük iletkenliği sayesinde maksimum ısı ve ses yalıtımı sağlar. Volkanik yapısından dolayı su emmez, rutubetsiz ortamlar oluşturur. Tesisat ve Mekanik Uygulamalar Bims, kesilebilir bir dokuya sahip olduğundan öncelikle tesisat kanalları, kanal açıcı makineler veya spiral kesici ile rahatlıkla açılabilmekte, böylece temiz ve hızlı bir imalata olanak sağlamaktadır. Ayrıca, bims beton yüzeye çivi çakılabilmekte, dübel ve mekanik uygulamalar yapılabilmektedir. Dolayısıyla, gerek kapı-pencere kasalarının montajlanması, gerekse mutfak dolabı, sabit dolaplar ve radyatörlerin montaj işlemleri sağlam bir şekilde gerçekleştirilebilmektedir. Ekonomiklik Bims, gaz beton ve tuğlaya göre %30 daha ekonomiktir. Beton ve demir maliyetini düşürür. Düşük iletkenliği sayesinde kullanımda, ısıtma ve soğutma giderlerinden tasarruf sağlar. Ayrıca, yüzeylerinin düzgün olması sayesinde duvar ve sıva işçilik maliyetlerini düşürür. Doğal ve Çevre Dostu Bims bloklarının üretiminde yalnızca vibrasyon enerjisi kullanılır. Kimyasal veya biyolojik teknikler kesinlikle kullanılmaz. Ayrıca üretim esnasında işçi sağlığı bakımından herhangi bir tehlike bulunmamaktadır. Bims Beton Çeşitleri Tuğla Bimsbloklar Dolu Bimstuğla Boşluklu Bimstuğla Özel Amaçlı Bimstuğla Boşluklu Bimsbloklar Dikdörtgen Sıra Boşluklu Bimsblok Daire/Oval Sıra Boşluklu Bimsblok Karma Sıra Boşluklu Bimsblok Boşlukları Dolgulu Bimsbloklar Boşlukları Dolgulu Bimsblok Sandviç Bimsblok Dolgusu Kesintisiz Bimsblok Özel Yarıklı Bimsbloklar Dolu Bimsbloklar Dolu Duvar Bimsblok Açılı Köşe Örgüsü Bimsblok L Tipi Köşe Örgüsü Bimsblok U Tipi Bimsbloklar Normal U Tipi Bimsblok İçten Yalıtımlı U Tipi Bimsblok Güçlendirilmiş U Tipi Bimsblok Yanak Kaplamalı Bimsbloklar Peyzaj Bimsbloklar Halka Şekli Bimsblok Yarım Halka Şekli Bimsblok Döşeme Levhası Bimsbloklar Taban Döşeme Levhası Bimsblok Kaynak: Tanyel, M. (2018). Bims Beton ve Kullanım Alanları. İstanbul Teknik Üniversitesi Yayınları. Türkiye İnşaat Malzemeleri Sanayicileri Derneği (2021). Bims Bloklar ve Özellikleri. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (2020). Binalarda Isı Yalıtımı ve Hafif Yapı Malzemeleri. İnşaat Mühendisleri Odası (2019). Depreme Dayanıklı Yapılar için Hafif Beton Kullanımı. Yılmaz, H. (2017). Volkanik Kökenli İnşaat Malzemeleri ve Özellikleri. Anadolu Üniversitesi Yayınları.

Yapı Malzemesi

Gaz Beton

Gaz Beton Nedir? Gazbeton; silisli kum (kuvarsit), çimento, kireç ve su karışımıyla oluşturulan harcın, basınçlı buhar altında sertleşmesi ile elde edilen gözenekli bir yapı malzemesidir. Yapısının %84’ü durgun hava içeren gözeneklerden oluşur. Gazbetona yüksek ısı yalıtımı ve en hafif yapı malzemesi olma özelliğini sağlayan, bu küçük gözenekler içine sıkışmış kuru havadır. Kum, çimento, sönmemiş kireç, çok düşük konsantrasyonda alçıtaşı ve su karışımına gözenek oluşturucu alüminyum ilave edilmesiyle elde edilen, milimetrik olarak kesilerek otoklavlarda nihai kristal yapısına ulaşan gazbeton, bu gözenekli yapısı sayesinde iyi ısı yalıtımını sağlayan, hafif ama basınç dayanımı yüksek, yangına ve depreme dayanıklı hafif beton grubuna giren bir yapı malzemesidir. Resim 1- Gazbeton Gazbetonun Tarihçesi Yapı malzemesinin, dolayısıyla yapının hafifletilmesinin sağladığı yararlar uzun zamandır bilinmektedir. Günümüzde ise, hemen her yerde buharla sertleştirilmiş, gevşek dokulu yapı malzemelerine rastlarız; insanlar bu malzemeleri uzun bir gelişim sürecinin sonunda üretmiştir. Gaz meydana getiren bir katkı maddesi ilavesi ile gözenekli harç imali için ilk patentin 1889 yılında E. Hoffmann’a verildiği görülür. Endüstriyel gözenekli beton çalışmalarına temel olan çalışmayı J.W. Aylsworth ve F.A. Dyer 1914 yılında Amerika’da yapmışlardır. Araştırmacılar, bu çalışmada bağlayıcı olarak çimento, %0.1 ila %0.5 alüminyum tozu veya %2 ila %3 çinko tozu kullandı ve gözenekli beton araştırması için patent aldı. Önemli gelişmelerden biri de İsveç’te kimyager Axel Erickson’un 1918-1920 yılları arasında yaptığı çalışmadır. Erickson, gazbeton döküm çalışmalarında başarılı olmuş ve buharla sertleştirme prosesini kullanarak bugünkü gazbeton üretim teknolojisinin temelini atmıştır. 1923 yılında bu sürecin patentini almıştır. Bu gelişmelerin ardından 1924’te ilk defa Durox patent adı altında İsveç’te hafif gazbeton üretimine başlanmıştır. Daha sonra 1929’da Ytong AB ve 1943’te Hebel AG bu süreci takip etmiştir. Neden Gazbeton? Gazbeton, bugün dünya genelinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Özellikle Amerika’dan Japonya’ya kadar birçok ülkede üretilip pazarlanan gazbeton, başta Avrupa Birliği ülkeleri, Japonya ve Amerika olmak üzere, yüksek ısı yalıtımı ile hafifliği sayesinde yapıların yangın ve deprem güvenliğini artırması nedeniyle önemli bir yapı malzemesi haline gelmiştir. Bununla birlikte, üstün özellikleri sayesinde gazbeton yapı malzemeleri; konutlarda, ticari ve sanayi yapılarında sağladığı ekonomi, kalite, konfor ve hız nedeniyle güvenle kullanılmaktadır. Ayrıca, ısı yalıtımı açısından en güçlü yapı malzemesi olarak bilinen gazbeton, bina duvarlarında hem ekonomik hem de pratik bir çözüm sunmaktadır. Ayrıca, yangına karşı dayanıklılığı ile dikkat çeker. Gazbeton, 1200 °C’ye kadar ısıya dayanır, A1 sınıfı yanmaz malzeme olarak sınıflanır ve yangına 240 dakikadan uzun süre karşı koyar. Gazbetonun Özellikleri ve Avantajları Isı Yalıtımı Sağlar: İçeriğinde bulunan gözenekler sayesinde yüksek ısı yalıtımı sağlar, enerji tasarrufuna katkıda bulunur. Hafiftir ve Depreme Dayanıklıdır: 400-600 kg/m³ yoğunluğa sahiptir, yapıların hafif olmasını sağlayarak deprem anında güvenlik avantajı sunar. Dayanıklıdır: Kapalı gözenek yapısı sayesinde yüksek basınç dayanımına sahiptir. Yangına Dayanıklıdır: İnorganik yapısı sayesinde A1 sınıfı yanmaz malzeme olarak yangına dayanıklı yapılar oluşturulmasını sağlar. Ses Yalıtımı Sağlar: Gözenekli yapısı sayesinde iç mekânda ses izolasyonu sağlar. Kolay İşlenir: Testere ile kolayca kesilebilir ve duvar üretim süresini kısaltır. Çevre Dostudur: Üreticiler, gazbetonu doğal hammaddelerden üretir ve üretim sürecinde çevreye zarar vermez. Gazbetonun Kullanım Alanları Donatılı Malzemeler Çatı ve döşeme elemanları Taşıyıcı duvar elemanları Bölme panoları Lento ve söveler Donatısız Malzemeler Duvar blokları Taşıyıcı duvar blokları Asmolen bloklar U bloklar Bu elemanlar sayesinde gazbeton, çeşitli yapı türlerinde güvenle kullanılmaktadır. Kaynakça: Aydın, M. (2015). Yapı Malzemeleri ve Teknolojileri. İstanbul: XYZ Yayıncılık. TSE Standartları. (2021). Gazbeton Malzemelerinin Kullanımı ve Özellikleri. Türk Standartları Enstitüsü. Ytong Türkiye Resmi Web Sitesi: www.ytong.com.tr Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. (2020). Yapı Malzemeleri Yönetmeliği. Erickson, A. (1923). Autoclaved Aerated Concrete Invention. Sweden Patent Office.

Yapı Malzemesi

Kerpiç

Doğal ve Ekolojik Yapı Malzemesi: Kerpiç Kerpiç Nedir? Kerpiç, doğal yapı malzemeleri arasında en eski ve en yaygın kullanılan türlerden biridir. Killi ve uygun nitelikli toprağın içine saman veya diğer katkı maddeleri karıştırılır, su ile yoğrulur ve kalıplara dökülerek şekillendirilir. Ardından açık havada kurutularak ekolojik inşaat projelerinde kullanılabilecek hazır bir kompozit yapı malzemesi haline gelir. Kerpicin Tarihi İnsanlık tarihi boyunca kerpiç, barınak inşasında önemli bir rol üstlenmiştir. Anadolu’da ve Orta Asya uygarlıklarında, toprağın kolay işlenebilir olması sayesinde yaygın şekilde tercih edilmiştir. M.Ö. 5700-5500 yıllarına ait Çatalhöyük kerpiç evleri, bu malzemenin en eski örnekleri arasındadır. Yüzyıllardır süregelen bu gelenek, özellikle ekolojik, ekonomik ve sağlıklı yaşam alanları hedefleyen projelerde bugün de devam etmektedir. Kerpicin Avantajları Bunun yanı sıra, kerpiç pek çok ekolojik ve ekonomik avantaj sunar: Ortamın nem dengesini korur; fazla nemi emer, az olduğunda geri verir. Nem dengesi sayesinde haşerelerin barınmasına izin vermez. Havadaki kirleticileri absorbe ederek daha sağlıklı bir iç ortam sağlar. Üretiminde çok az enerji harcanır, karbon ayak izi düşüktür. Radyoaktif özellik taşımaz ve doğayı kirletmez. Üretildiği yerde kullanıldığı için nakliye maliyeti yoktur. Ahşap malzemeyi nem ve zararlılardan korur. Kerpicin Basınca Dayanımı Dayanım değerleri, içerdiği saman miktarına göre değişiklik gösterir: Saman yoksa: 22 kg (kuru yoğunluk 1882 kg/m²) %1 saman: 14 kg (kuru yoğunluk 1700 kg/m²) %2 saman: 13 kg (kuru yoğunluk 1571 kg/m²) %4 saman: 10 kg (kuru yoğunluk 1247 kg/m²) %8 saman: 7 kg (kuru yoğunluk 872 kg/m²) Ayrıca, çekmeye dayanımı genellikle basınca dayanımının onda biri seviyesindedir. Dolayısıyla, en doğru sonuçlar yerel toprak numunelerinin laboratuvar testleriyle belirlenir. Kerpiç Yapımının Amacı Her bölgede kolayca bulunabilen killi toprağın kullanılması, uygulama tekniğinin basit olması ve ekonomik yönleri nedeniyle kerpiç hâlâ popülerliğini korur. Özellikle kırsal bölgelerde tarım dışı dönemlerde üretim kolaylıkla yapılabilir. Ancak deprem riski yüksek bölgelerde bu nedenle mühendislik önlemlerinin mutlaka alınması gerekir. Kerpiç Yapımında Dikkat Edilmesi Gerekenler Kerpiç üreten ustalar, toprak seçimini kritik bir aşama olarak görür.Uygun toprağı yarı nemliyken avuç içinde sıkarak top haline getirirler ve yere bıraktıklarında onun dağılmadan yapışık kaldığını kontrol ederler. Kil oranı düşük topraklar kırılgan ve çatlak yapıda olur; ustalar bu topraklara kil ekleyerek güçlendirir.Kil oranı yüksek topraklar aşırı yapışkan olur ve kuruduğunda çatlar; üreticiler bu topraklara kum ekleyerek dengeler. Ülkemizde, özellikle Orta Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki üreticiler kerpiç yapımına uygun yüksek kaliteli toprak bulur. Ancak düşük basınç dayanımı ve yüksek rutubet hassasiyeti nedeniyle mühendisler bu malzemeyi doğru tekniklerle destekler. Kaynak: Akın, G. (2001). Geleneksel Kerpiç Yapıların Depreme Karşı Davranışları ve Güçlendirme Yöntemleri. İstanbul: TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yayını. Çağdaş, V. (1997). Geleneksel Türk Mimarisinde Kerpiç Yapılar ve Koruma Sorunları. İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi Yayını. Özdeniz, M. B., & Bektaş, E. (1999). Kerpiç Yapılarda Malzeme Özellikleri ve Dayanım Değerleri. Gazi Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi, 14(2), 29–36. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı. (2005). Geleneksel Yapı Malzemeleri: Kerpiç ve Ahşap. Ankara: Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Yayını. Yıldız, S., & Yetim, A. F. (2010). Kerpiç Yapıların Termal Performansı ve Sürdürülebilirliği. Süleyman Demirel Üniversitesi Teknik Bilimler Dergisi, 1(1), 65–71. Ziegert, C., & Minke, G. (2006). Building with Earth: Design and Technology of a Sustainable Architecture. Birkhäuser Architecture.

Yapı Malzemesi

Kiremit

Kiremit: Dayanıklı ve Estetik Çatı Kaplama Malzemesi Kiremit, çatılarda suyu aşağıya geçirerek binayı korur ve estetik bir görünüm sağlar. Üreticiler, kiremitleri pişmiş kil kullanarak üretir ve böylece hem dayanıklı hem çevre dostu bir malzeme ortaya çıkar. Ayrıca, kil doğal bir malzeme olduğundan, üretim ve kullanım sırasında ortaya çıkan atıklar çevreye zarar vermez. Kiremitin Yapımı Üreticiler kiremit üretimine, kil hamurunu homojen hâle getirerek başlar. Öncelikle kil, mekanik işlemler veya atmosferik etkilerle hamur hâline gelir. Sonrasında, üreticiler hamuru nemlendirir ve filtreleme işlemiyle hazır hâle getirir. Ardından, hamuru preslerde şekillendirir ve şekillendirilmiş kiremitleri uzun süre kurutur. Daha sonra kiremitleri fırınlarda pişirirler. Bu işlem sonucunda, kilin türüne ve fırın sıcaklığına bağlı olarak farklı renklerde kiremitler elde edilir. Böylece, üreticiler hem dayanıklı hem estetik kiremitler sunar. Kiremitlerde Aranan Özellikler Uygun kiremitler, çatının uzun ömürlü olmasını sağlar. Üreticiler, kiremitlerde pullanma, çarpılma veya çatlama gibi kusurların bulunmadığını kontrol eder. Ayrıca, ustalar kiremitin metalle vurulduğunda tiz bir ses çıkarmasını sağlar. Üreticiler, kiremitlerin içinde yabancı madde bulunmadığını ve renklerin birbirine yakın olduğunu da doğrular. Bu önlemler, çatının hem estetik hem fonksiyonel açıdan güvenli olmasını garanti eder. Kiremit Çeşitleri Üreticiler farklı türlerde kiremitler üretir ve her biri özel avantajlar sunar: Düz Kiremitler: Ustalar düz kiremitleri geleneksel yapılar için üretir ve montajlarını kolayca gerçekleştirir. Bu kiremitler, klasik mimari tarzını korumak isteyen projelerde sıkça tercih edilir. Yerli Kiremitler: Üreticiler yerli kiremitleri farklı boyut ve kalınlıklarda üretir; böylece yerli üretim avantajını sunar. Ayrıca, yerli kiremitler hem ekonomik hem de yerel mimariye uygun çözümler sağlar. Makine Kiremitleri (Marsilya Kiremitleri): Türkiye’ye Marsilya’dan gelen bu kiremitleri üreticiler makinelerde basınç altında kalıplar. Böylece, makine kiremitleri yerli kiremitlere göre daha sıkı ve az gözenekli hâle gelir. Günümüzde üreticiler bu kiremit türünü en çok tercih eder; çünkü hem dayanıklı hem estetik hem de uzun ömürlüdür. Kiremitin Avantajları ve Kullanımı Kiremit, çatılara estetik bir görünüm kazandırır ve binaları dış etkenlerden korur. Ustalar, kiremitleri doğru şekilde monte ettiğinde çatılar uzun ömürlü ve dayanıklı olur. Ayrıca, müşteriler kiremit seçerken iklim koşullarını, çatı eğimini ve binanın mimari tarzını göz önünde bulundurur; böylece güvenli ve şık bir çatı elde ederler. Buna ek olarak, üreticiler çevre dostu malzemeler kullanarak sürdürülebilir kiremit çözümleri sunar. Böylece, kiremit hem dayanıklı hem ekonomik hem de estetik açıdan tercih edilen bir çatı malzemesi hâline gelir. Kaynakça: Türk Standartları Enstitüsü. (2018). TS EN 1304: Kil Çatı Kiremitleri - Tarifler ve Mamul Özellikleri. Ankara: TSE. Kılıçoğlu Kiremit. (t.y.). Alaturka Kiremit. Erişim adresi: https://kilicoglu.com.tr/tr/alaturka Tuğla Home. (t.y.). Kiremit Nedir? Ne İşe Yarar?. Erişim adresi: https://tuglahome.com.tr/kiremit Vikipedi. (2023). Kiremit. Erişim adresi: https://tr.wikipedia.org/wiki/Kiremit Onur kiremit. (t.y.). Beton Kiremit Avantajları. Erişim adresi: https://www.onurkiremit.com.tr/beton-kiremit-avantajlari/ Yüksel Tuğla Kiremit. (t.y.). MARSİLYA KİREMİT YÜKSEL. Erişim adresi: [https://yukseltuglakiremit.com/urunler/1017/kiremit_cesitleri/1024/marsilya_kiremit_yuksel.aspx](https://yukseltuglakiremit.com/urunler/1017/kiremit_cesitleri/1024/marsilya_kiremit_yuksel.aspx)

Yapı Malzemesi

Tuğla

Tuğla Killi toprak veya balçık ile kum karıştırılarak meydana getirilen hamur (gerektiğinde öğütülmüş kiremit ve tuğla tozu katılarak) tuğla ve kiremit üretiminde, hammadde olarak kullanılır. En uygun hammadde püskürük kayaların ayrışması sonucu oluşan, yüzey killeridir. Ülkemizde de ise bol miktarda bulunmaktadır. Tarihi Tuğlanın tarihi M.Ö.4. y.y. kadar dayanmaktadır. Kil ve suyun karıştırılıp ateş ile beraberliği ile meydana gelmiştir. Tuğla tarihte imalatı yapılan ilk inşaat malzemesidir. Babil kulesi ise bunlardan birisidir. Tuğla boyutlarında ilk standart Romalılar tarafından getirilmiştir. Ticaret alanında da ihracatı ilk yapmaya başlayan Uygarlıktır. Tuğlanın kalınlığı nedeniyle kurumada olan problemleri çözmeye çalışmışlar ve bu konuda ilk araştırma yapmışlardır. Dünyada “insan yapımı en büyük bina” olan Çin Seddi tuğla açısından ilginç bir hikâyeye sahiptir. M.Ö. 9. yüzyılda Orta Çin krallıklarını, kuzeydeki etnik grupların saldırılarından korumak için yapılan Çin Seddi yaklaşık 6400 km. idi. İlk yapım sırasında duvarlarda pişmemiş kil tabletler kullanıldı. Dayanıklı bir malzeme olmasına rağmen uzun yıllara ve çetin doğa şartlarına dayanamadı ve seddin bazı yerlerinde tahribatlar oluştu. Çinli zamanın mühendisleri yeni bir malzeme bulmalıydılar ve çömlekçilikten esinlenerek kil tabletleri pişirmeyi denediler. 800-900 C’ derecelere çıktıklarında muhteşem mukavemete sahip bir malzeme elde ettiler oda Pişmiş Tuğlaydı gün bu gündür Çin seddinde bulunan 3 milyar adet tuğla tüm doğanın acımasızlığı karşısında dimdik ayakta duruyor. Hammaddenin Hazırlanması Tuğla üretiminde kullanılan killer doğada genellikle rutubetli plastik kıvamda bazen kuru ve toz haline getirilebilir bir şekilde bazen ise kaya olarak bulunur ve çıkartılır. Üretim tesisine gelen kil gerek boyut ve gerekse bileşim olarak uygun özelliklere sahip olması için hammaddenin işlenebilirlik özelliği kazanması için önce öğütme işlemi yapılmalıdır. Yapılarımız için hangi Tuğlaları seçmeliyiz? Sağlam bir yapı için  öncelikle yapımızı taşıyacak sistemin belirlenmesi gerekir. Yapımızı taşıyıcı kolonlar taşıyacak; yani yapımızın yükü kolonlar üzerinde olacaksa Yatay Delikli ( TSE 4563 ) ve Düşey Delikli ( TSE 4377 ) tuğla kullanabilirsiniz. Eğer binamızın yükünü  bina dışındaki duvarlar taşıyacaksa (TSE 705 )’e uygun tuğla kullanılmalıdır. Tuğlanın ağırlığı da önemlidir. Eğer binamız yüksek bir bina olacaksa yükseklik arttıkça daha hafif tuğlalar kullanmak gerekir. Binanın yapılacağı bölgenin iklim koşulları da tuğla seçiminde etkendir. Isı yalıtımı projesi olan yapılarda bu durum dikkate alınmıştır. Ancak ısı yalıtımı projesi yok ise o zaman (TSE 4377) standartlarına uygun izolasyon tuğlası ile ısı yalıtımı yapabilirsiniz. Böylece hesaplı ve kolay  ısı yalıtımı yapmanız mümkündür. Yapımızın kat sayısı 7′den fazla ise bu durumda birim ağırlığı az olan (TS 4563) standartlarına uygun yatay delikli hafif tuğlayı tercih etmelisiniz. Yapımızın kat sayısı 3-7 kat arasında ise (TSE 4377) standartlarına uygun düşey delikli hafif tuğla tercih edebilirsiniz. Tuğla seçiminde yapının inşa edileceği bölgede önemli unsurlardandır. Deprem bölgesi içinde olan yapılar için taşıyıcı özelliği olan tuğlalar tercih edilmelidir. Depremden etkilenmemek için yapılarınızın yüksekliği  az olmalı  2 veya 3 kat yüksekliğinde olan binalar idealdir. Kat döşemelerinde Asmolen tuğlalar ideal ses ve ısı izolasyonu sağlar. Yapınızın az katlı veya çok katlı olması, döşeme betonun kalınlığına göre Asmolen tuğla kullanmanız gerekir.   Tuğla Çeşitleri: 1.İmalat şekillerine göre 2.Yapım yöntemlerine göre, 3.Boyutlarına göre, 4.Delik durumlarına göre, 5.Basınç dayanımlarına göre. Blok Tuğlalar Straforlu Tuğlalar Günümüzde şehir yaşamının gürültüsü ve karmaşası insanları daha sessiz ve daha sağlıklı ortamlarda yaşamaya itmektedir. Örülen duvar içlerinde tam bir boşluksuz katman oluşturmakta ve duvardaki enerji kayıpları en aza indirilmektedir. Ayrıca duvar içinde oluşan styropor katmanı birleştirici malzemenin ısı köprüsü oluşturmasını engellemektedir. Buda; - Daha az enerji, - Minimum kirlilik, -Maksimum tasarruf demektir. Bu 3 Özellik İnşaat sektörü için vazgeçilmez olmaktadır. Taşıyıcı Tuğlalar Yığma Tuğla   Geçmeli İzo Tuğlalar Döşeme Asmolenleri Tuğla ile örülen kubbelerde kışın hiçbir zaman terleme olmaz, çünkü tuğladaki hava boşlukları en iyi izolasyon hava yastığıdır. Ayrıca istenmeyen ve hoş olmayan sesleri bünyesinde absorbe edip, net bir ses sedası verir. Kubbe Uygulaması Döşeme Asmolenleri Asmolen Dolgu Döşeme Tuğlası Kulaklı döşeme asmoleni Baca Tuğlaları Dekoratif Tuğlalar Döşeme Tuğlaları Kaplama Tuğlaları Delik durumlarına göre: Dolu tuğla, Düşey delikli tuğla, Seyrek delikli tuğla, Az delikli tuğla, Çok delikli tuğla, Yatay delikli tuğla, Basınç dayanımlarına göre: Dolu Tuğlalar: Yoğunluğu 1.80 kg/dm3 dür. Basınç dayanımları ise, 80- 120 -200 kg/cm2 olmak Üzere üç çeşittir. Seyrek delikli tuğlalar: Yoğunluğu 1.40 kg/dm3 dür. Basınç dayanımlarına göre ise, 80- 120 -200 kgf/cm2 olmak üzere üç çeşittir.  Az delikli tuğlalar: Yoğunluğu 1.20 kg/dm3 dür. Basınç dayanımları ise, 60- 100 -150 kg/cm2 olmak üzere üç çeşittir.  Çok delikli tuğlalar: Yoğunluğu 1.00 kg/dm3 dür. Basınç dayanımları ise, 50 - 80 kg/cm2 olmak üzere iki çeşittir.   Tuğlanın Avantajları Nemden korur: Tuğlalar difüzyon yolu ile hava transferi yapar. % 20 oranındaki nemi kendi bünyesinde saklar ve kılcal yapısı sayesinde ortamdaki nemi alıp dışarı atmaktadır. Doğal bir malzemedir: Tuğla duvar nemi ve ısıyı dengeler. Yapı malzemesi olarak Tuğla herhangi bir zehirli madde ve alerjik madde içermemektedir. Tamamen doğal bir üründür. Üretiminde sadece kil, çamur ve su kullanılmaktadır. Uzun ömürlüdür: Yüksek mekanik sağlamlık ve kimyasal etkilere karşı dayanıklıdır. Bu sayede mükemmel dayanımı ve uzun ömrü garanti etmektedir. Isı depolama özelliği: Tuğla yüksek oranda ısı depolama özelliğine sahiptir. Yüksek sıcaklıklarda ısıyı kendi bünyesinde depolamaktadır. Ortam sıcaklığı düştüğü zamanda, Tuğla bünyesinde depoladığı sıcaklığı zaman içerisinde ortama geri vermektedir. Yangına dayanım yanmazlık: Pişirme esnasında yaklaşık olarak 1000ºC de pişmektedir, bu nedenle yangına dayanıklı bir malzeme olması ile birlikte, oluşabilecek yangın esnasında doğal bir malzeme olması sayesinde çevreye zehirli gaz vermemektedir. Ekonomiktir: Tuğla binalar ekonomiktir. Yapısı tamamen doğal malzemelerden  oluştuğu için ekonomiktir. Tuğla duvarın mükemmel set özelliği sayesinde ciddi enerji tasarrufu sağlamaktadır. Kaynakça  Akkurt, S., & Çakan, H. (2004). Tuğla ve kiremit üretiminde kullanılan killerin özellikleri. Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi, 4(1), 1–10. Gümüş, H. (2017). Tuğla Malzemenin Tarihsel Gelişimi ve Geleneksel Yapılardaki Kullanımı. İnönü Üniversitesi Sanat ve Tasarım Dergisi, 7(15), 104–114. Özkan, D. S. (2008). Tuğla ve Tuğla Duvarların Isı Yalıtım Özelliklerinin İyileştirilmesi. Yapı Teknolojileri Elektronik Dergisi, 1(2), 11–18. TSE (Türk Standartları Enstitüsü). (2003). TS 4377: Düşey delikli tuğlalar – Genel kurallar. Ankara: TSE Yayınları. TSE (Türk Standartları Enstitüsü). (2004). TS 4563: Yatay delikli tuğlalar – Genel kurallar. Ankara: TSE Yayınları. Yılmaz, A. (2001). Yapı Malzemesi Olarak Tuğla: Teknik Özellikleri ve Kullanım Alanları. İstanbul: İTÜ Mimarlık Fakültesi Yayını. Minke, G. (2006). Building with Earth: Design and Technology of a Sustainable Architecture. Birkhäuser.

Yapı Malzemesi

Topraktan Yapılan Yapı Malzemeleri

Kil ve Önemi Kil, çok ince taneli yapısıyla hem doğal hem de çok yönlü bir yapı malzemesidir. Genellikle 0,002 mm’den küçük minerallerden oluşur. Bu mineraller, sulu alüminyum silikatlardan meydana gelir ve SiO₂ ile Al₂O₃ içerir. Ayrıca tabakalı yapıları sayesinde kolayca şekillendirir. Böylece seramik, tuğla, kiremit ve kerpiç gibi pek çok ürünün hammaddesi hâline gelir. Tarih boyunca insanlar, kili farklı şekillerde kullandı. Özellikle MÖ 3800’lü yıllarda Babil’de, ustalar pişmiş kil ürünler üretti. Bununla birlikte taşın az bulunduğu bölgelerde, kil hem yapı hem de eşya üretiminde ön plana çıktı. Günümüzde ise modern teknikler, kili daha dayanıklı ve estetik bir hâle getirdi. Kilin Teknik Özellikleri Killer doğada bol miktarda bulunur; ancak saf kil nadirdir. Çoğu zaman kalker, silis, mika ve demir oksit gibi minerallerle karışık hâlde yer alır. Renkleri sarımtırak, kırmızı, esmer veya gri olabilir. Bunun yanında kil, suyu hızlı çeker. Doygun hâle geldiğinde geçirimsizleşir ve bu nedenle baraj çekirdeklerinde tercih edilir. Kullanılacak killerin şu özellikleri taşıması gerekir: Yüksek plastiklik İdeal su emme oranı Düşük büzülme riski Yeterli kesme dayanımı Düşük geçirgenlik Yüksek konsolidasyon kapasitesi Kil Çeşitleri Üç ana kil türü öne çıkar: Kaolen: Saf, beyaz ve yüksek ısıya dayanıklı bir kil türüdür. Yarı Yağlı Kil: Gri, mavi, yeşilimsi veya kırmızı tonlara sahiptir. Fazla kalker içermez. Lekeci Kil: Yağ lekelerini temizleme özelliği taşır ve maviye yakın renktedir. Kilden Üretilen Malzemeler Kili işleme yöntemine göre iki ana grupta inceleyebiliriz: Pişirilmeden üretilenler: Kerpiç Pişirilerek üretilenler: Tuğla, kiremit, seramik, künk, cam Kerpiç Kerpiç ustaları, kumlu kili suyla yoğurup kalıba döker ve güneşte kurutarak malzemeyi üretir. Bu yöntem hem ekonomik hem de doğa dostudur. Ayrıca kerpiç, üretildiği yerde kullanıldığı için taşıma maliyeti oluşturmaz. Ancak suya karşı hassasiyeti nedeniyle mühendislik önlemleri gerektirir. Kerpiç toprağı genellikle %30–40 kil içerir. Duvar ustaları kerpiçleri kil harç ile örer. Bununla birlikte saman gibi katkılar çatlamayı önler. Pişmiş Kil Pişmiş kil, kiremit, tuğla, çini ve seramik gibi ürünlerde kullanılır. Ustalar, kili yüksek sıcaklıkta pişirerek sertleştirir ve kalıcı form kazandırır. Pişirme sürecinde şu aşamalar gerçekleşir: 100–250 °C’de serbest su buharlaşır. 250–500 °C’de hidrat suyu kaybolur. 550–900 °C’de alüminyum silikat oluşur. 900 °C’nin üzerinde mullit ve cam fazı meydana gelir. Tuğla Üretimi Tuğla ustaları, killi toprağı kum ve gerektiğinde tuğla tozu ile karıştırır. İlk olarak hammaddeyi suyla yoğurur ve dinlendirir. Ardından karışımı paletli makinelerde homojen hâle getirir. Daha sonra silindirlerde ezer, nem ayarını yapar ve kalıplara şekil verir. Kurutma aşamasının ardından tuğlaları fırınlarda pişirir. Başlıca tuğla çeşitleri: Makine tuğlaları Klinker tuğlaları Cephe tuğlaları Ateş tuğlaları Kiremit Üretimi Kiremit ustaları, kireç ve organik madde içermeyen kili kumla karıştırarak hamuru hazırlar. Daha sonra şekillendirir, kurutur ve fırınlar. Kiremit türleri: Düz kiremit: Geleneksel yapılarda tercih edilir. Yerli kiremit: Farklı boyutlarda üretilir, yerli üretim avantajı sunar. Makine kiremitleri (Marsilya kiremitleri): Basınç altında kalıplanır, az gözeneklidir ve günümüzde en çok kullanılan türdür. Seramik ve Kullanım Alanları Seramik, metal olmayan elementler ile metalin birleşmesiyle oluşur. Geleneksel seramikler (kil, kaolen, feldispat) tuğla, kiremit, cam ve porselen yapımında yer alır. Bununla birlikte ileri teknoloji seramikleri, yüksek ısıya dayanıklılık ve aşınma direnci sayesinde uzay, havacılık ve elektronik sanayilerinde kullanılır. Sonuç olarak kil, hem geçmişte hem de günümüzde yapı sektörünün vazgeçilmez hammaddelerinden biri olmaya devam eder. Kaynak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. (2020). Yapı Malzemeleri Ders Notları. Ankara: Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası. (2019). Yapı Malzemesi Bilgisi. Ankara: İMO Yayınları. Minke, G. (2009). Building with Earth: Design and Technology of a Sustainable Architecture. Basel: Birkhäuser. TS EN 13055-1: Hafif agregalar – Bölüm 1: Beton, harç ve enjeksiyon harcı üretimi için hafif agregalar, Türk Standartları Enstitüsü, Ankara. Goodhew, S., & Griffiths, R. (2005). Sustainable earth walls to meet the building regulations. Energy and Buildings, 37(5), 451–459. Erdoğdu, S. (2001). Yapı Malzemeleri. İstanbul: Birsen Yayınevi. Akın, S. (2014). İnşaat Teknolojisi ve Malzeme Bilgisi. İstanbul: Nobel Akademik Yayıncılık. Orhon, C. (1990). Toprak Esaslı Yapı Malzemeleri. İstanbul: İTÜ İnşaat Fakültesi Yayınları.

Yapı Malzemesi

Epoksi

Epoksi Epoxy sözcüğü Yunanca iki önekten türemiştir: “üzerinde” anlamına gelen “epi” ve “keskin/asitli” anlamına gelen “oxy”.Suya, aside ve  alkaliye direnci çok iyidir, zamanla direnç özelliğini yitirmez. Çatlağa doldurulmuş epoksi yapıştırıcısı, çatlağın yarattığı süreksizlik ortamını sürekli duruma dönüştürür, çatlağın her iki yüzünü çatlak boyunca sürekli olarak birbirine bağlar ve gerilme birikimlerini önler. Epoksiler, termosetler grubundan plastik yapıştırıcı bir kimyasal reçinedir. Genellikle iki komponentli  olan epoksiler, diğer termoset plastikler gibi belli süre sonra sıvı hâlden katı hâle geçer ve yaklaşık olarak bir iki hafta içinde kür alarak maksimum sertliğe ulaşırlar. Epoksiler ağır çalışma şartları için özel hazırlanmış zemin kaplamasıdır. Uygulanacak yüzeyde self levelling veya epoksi boya  olarak kullanılabilir. Kullanım amacına göre 300 mikron ile 5mm arası kalınlıkta uygulamayla mükemmel koruma sağlar. Epoksilerin Genel Özellikleri Hijyeniktir, Kolay Temizlenir, Antibakteriyal Özelliktedir, Tozuma Yapmaz, Dekoratif Görünümdedir, Kimyasallara Dayanıklıdır, Mekanik Mukavemeti Yüksektir, Kaymaz Zeminler Oluşturur, Yekpare Görünümdedir, Sıvılara Karşı Geçirimsiz, Elektrik İzolasyonu Sağlar, Uzun Ömürlü Ve Ekonomiktir, Kolay Uygulanabilir, Geniş Renk Seçenekleri Vardır. Epoksi Uygulamaları Dekoratif Amaçlı Zeminlerde Endüstriyel Amaçlı Zeminlerde Gıda Üretim Alanlarının Zeminlerde Sağlık Hizmetlerindeki Zeminlerde Spor Saha Ve Zeminlerde Otopark Ve Yol Çizgileri 1.Dekoratif Amaçlı Zeminlerde Epoksi Kaplama Günümüzde gelişmiş ülkelerdeki yapılarda epoksi kaplama sonunda modern ve estetik görünümlü mekânlar oluşturulmaktadır. Bu mekanlarda epoksi kaplamayla modern görünümlü mekanların yaratılmasının yanında sağlıklı ve hijyenik mekanların oluşturulması da amaçlanmaktadır. Çünkü kaplama yapılan alanlar kullanım süresince tozuma yapmazlar, bakteri barındırmazlar ve kolay temizlenirler. Epoksi kaplanmış mekânlar uzun ömürlüdür. Epoksilerin kaplanması oldukça kolay olup kullanımı çok rahattır. Epoksiler herhangi bir şekilde bozulmuş, aşınmış, yıpranmış her türlü zeminler üzerine kolayca uygulanabilmektedir. Epoksiler zemin kaplaması yanında duvar ve tavan kaplaması olarak da son derece güvenli bir şekilde kullanılabilmektedir. Epoksi kaplamalar sağladığı üstünlüklerin yanında yüksek maliyetli değildir. Resim 1- Dekoratif Amaçlı Zeminlerde Epoksi Kaplama Dekoratif Amaçlı  Epoksi Kullanımı Modern ve estetik amaçlı mekânlarının oluşturulmasında Eğitim kurumlarının iç mekân ve sınıf zeminlerinde Üniversitelerin sınıf, laboratuar ve diğer zeminlerinde Anaokulu, kreş ve öğrenci yurtlarında Kamu kurumlarına ait bina ve tesislerde Yaşam mekânı olan konutlar ve diğer binalarda Alışveriş merkezleri ve işyeri amaçlı yapılarda Endüstriyel Amaçlı Zeminlerde Epoksi Kaplama Epoksi kaplama endüstride çok geniş bir kullanım alanına sahiptir. Günümüzde neredeyse kaplama ve yalıtım uygulamalarında epoksinin kullanılmadığı bir alan kalmamıştır. Özellikle araç ve insan trafiğinin çok yoğun olduğu mekânlarda epoksi kaplama insanlara çok büyük üstünlükler sağlamaktadır. Epoksinin uygulanma kolaylığı, kullanım güvenliğinin olması, bozulmanın olmaması, kolay temizlenip tamir ve bakımının çok kolay olması endüstride kullanım yaygınlığının nedenleridir. Çalışma koşullarının ağır olduğu mekânlarda kullanılan epoksinin kalınlığı önemlidir. Gerektiğinde 5-8 mm veya 15 mm kalınlık uygulanabilmektedir. Resim 2-Endüstriyel Amaçlı Zeminlerde Epoksi Kaplama Endüstride Epoksi Kullanımı Endüstriyel zemin kaplamalarında Fabrika üretim  sahalarının kaplanmasında Kimyasallara dayanıklı kaplamalarda Otomotiv ve elektronik sanayide Gemi ve ahşap yat sanayisinde Çelik ve metal kaplanmasında Her türden boru hatları kaplamalarında İnşaatlarda ve yapısal amaçlı güçlendirmelerde Grout, ankraj ve dilatasyon uygulamalarında Beton derz dolgu uygulamalarında Köprülerde asfalt altı izolasyonlarda İçme suyu depolarının kaplamalarında Uçak hangarları zemin kaplanmasında Otopark zemin kaplamalarında Gıda Üretim Amaçlı Zeminlerde Epoksi Kaplama Gıda sektöründe kullanılan epoksi sağlık standartlarına uygun olarak üretilmiş ürünlerden kullanılmaktadır. Uygulamalarımızda bakanlık onaylı solvent içermeyen ürünler güvenle kullanılmaktadır. Yağ ve kimyasallara karşı dirençli ve dayanıklı olması sürtünmeye ve aşınmaya  karşı dayanıklı yüzeyler oluşturması, kolay temizlenmesi, hijyenik olması ayrıca agrega ilavesiyle kaymaz bir zemin elde edilebilmesi epoksinin sağladığı üstünlüklerdendir. Resim 3-Gıda Üretim Amaçlı Zeminlerde Epoksi Kaplama Gıda Sektöründe Epoksi Kullanımı Gıda  sektöründeki üretim tesislerinde Gıdaların saklandığı  depo ve tesislerde Gıda maddelerinin satıldığı alanlarda Kafeterya ve mağaza zeminlerinde Mezbahalar ve et işleme tesisleri Yemek fabrikalarında ve tesislerin mutfaklarında Ekmek ve un fabrikaları ile fırınlarda Açık ve kapalı pazar yeri zeminlerinde Sağlık Hizmeti Amaçlı Zeminlerde Epoksi Kaplama Hijyenik ve antibakteriyel ortamlar oluşturmak söz konusu olduğunda, epoksi kaplama son derece etkili sonuçlar sunar. Hastaneler, özellikle de ameliyathaneler, bu nedenle zorunlu olarak epoksi kaplama uygular. Epoksi ile kaplanan mekânlar, istenilen boyutta yekpare hâlde üretilebilir ve ek yeri barındırmaz. Bu özellik, hem estetik hem de hijyen açısından büyük avantaj sağlar. Ayrıca, epoksi kaplama sayesinde kenarlarda dik köşe yerine oval köşeler oluşur. Bu tasarım, bakteri ve mikroorganizmaların barınmasını önler. Sonuç olarak, yüzeyler kolayca dezenfekte edilebilir ve yüksek hijyen standartları korunur. Üstelik bu alanlarda kullanılan epoksi kaplama malzemeleri, bakanlıkların belirlediği kriterlere uygun ve belgeli ürünlerden seçilir. Böylece hem sağlık güvenliği hem de uzun ömürlü kullanım garanti altına alınır. Hastanelerde, özellikle ameliyathanelerde Hayvan hastanelerinde ve bakımevlerinde Sağlık endüstrisi tesislerinde İlaç sektöründeki fabrika ve depolama ortamlarında Kozmetik endüstrisi tesislerinde Resim 4-Sağlık Hizmeti Amaçlı Zeminlerde Epoksi Kaplama Spor Hizmeti Amaçlı Zeminlerde Epoksi Kaplama Kapalı spor salonları Tenis kortları Squash salonlar, Basketbol sahaları Hentbol sahaları Resim 5-Spor Amaçlı Zeminlerde Epoksi Kaplama Uygulama Türleri Poliüretan Kaplama Poliüretan kaplama her türlü beton yüzeylerde uygulanan, kolay temizlenebilen, sararmaz, aşınma direnci yüksek, koruyucu bir kaplamadır. Kapalı spor salonlarında tek parça halinde, derzsiz ve birleşimsiz uygulanabilir. Ultraviole ışınlara karşı dayanıklıdır. Estetik ve hijyeniktir. Kolay temizlenebilir, çatlamaz, matlaşma olmaz. Resim 6-Poliüretan Kaplama Akrilik kaplama Akrilik kaplama, özellikle tenis kortları ve basketbol sahalarında tercih edilen ekonomik bir zemin çözümüdür. Maliyeti düşük olmasına rağmen su geçirmezlik, hava koşullarına dayanıklılık ve uzun ömür gibi güçlü özellikler sunar. Ayrıca, solmaya karşı dirençlidir ve zemine yüksek yapışma gücü sağlar. Sert yapısına rağmen elastik özelliğini koruyan bu kaplama, yüzeyin nefes almasına olanak tanır. Yüksek UV dayanımı sayesinde güneş ışınlarının olumsuz etkilerine karşı koruma sağlar. Ustalar, uygulamayı genellikle tek komponent olarak astarın üzerine iki kat hâlinde yapar. Ayrıca, %100 silis kumlu akrilik karışım kullanarak 2-3 mm kalınlığında ekstra kaplama çözümleri de uygular. Resim 7-Akrilik Kaplama Diğer uygulamalar Toprak kaplama Asfalt kaplama Kauçuk kaplama Sentetik halı kaplama Sentetik çim kaplama Otopark ve Yol Çizgileri Kapalı otopark çizgileri Açık otopark çizgileri Yön çizgi ve işaretleri İşaret ve yol levhaları Yol Çizgileri Resim 8-Yol Çizgisi Tek kompenantlı soğuk akrilik boya uygulaması, çift kompenantlı  epoksi boya ve epoksi kaplama uygulamaları yapılmaktadır. İç Mekanlarda Yapılan  İşaret; Hizmet alanlarının sınırlarını net şekilde çizmek, yaya, araç veya forklift gibi güzergâhları belirlemek için zemin çizgi ve işaretleme uygulamaları kullanılır. Bunun yanı sıra, iç mekânda yönlendirme yapmak, alanları numaralandırmak, ikaz işaretleri ve şekiller oluşturmak da bu uygulamaların kapsamına girer. Ayrıca yazıların zemine net ve kalıcı şekilde işlenmesi, hem güvenlik hem de düzen açısından büyük önem taşır. Böylece çalışanlar ve ziyaretçiler için yön bulma kolaylaşırken, iş güvenliği standartları da yükselir. Üstelik bu uygulamalar, endüstriyel tesislerden depolara kadar pek çok alanda pratik çözümler sunar. Dış Mekanlarda Yapılan  İşaret; Ekipler, park yerlerini belirleyen çizgileri çizer, bordürleri işaretler, yön tayinlerini yapar, giriş ve çıkışları belirler, numaralandırmaları uygular ve ikaz işaretleri, şekiller ile yazıları dış mekânda uygular. İç ve dış mekânlarda işaret, bilgi ve yön levhaları hazırlamak. Epoksi ve Uygulama Teknikleri Self Levelling Kendiliğinden yayılan epoksi kaplama tekniğidir. Epoksi astar uygulandıktan sonra (son kat olarak) epoksi reçine ile sertleştirici karıştırılmış olarak yüzeye dökülür ve taraklı mala veya seviye tarağı ile yayılır. Kirpi rulo ile hava kabarcıkları alınarak zemin düz ve parlak görünüme kavuşur. Multi Layer Çok katmanlı epoksi kaplamadır. Epoksi astar uygulandıktan sonra epoksi reçine ile sertleştirici karıştırılmış olarak yüzeye dökülür ve taraklı mala veya seviye tarağı ile yayılır. 8 saatlik kuruma gerçekleştikten sonra 2. kat olarak aynı işlem tekrarlanır. İstenirse son kat olarak ruloyla istenen renkte epoksi boya uygulanır. Mortar Kaplama Epoksi harç kullanılarak oluşturulan kaplamadır. 5-10mm kalınlıkta serilen epoksi harç sıkıştırıldıktan ve perdahlandıktan sonra üzerine ruloyla istenilen renkte son kat epoksi boya uygulaması yapılır. Daha çok ağır zemin ortamlarında uygulanır. Epoksi Boya Reçine ile sertleştircinin karıştırlıması sonucu uygulama yüzeylerine ruloyla sürülmektedir. Epoksi boya uygulama sonucu zeminlerde düşük kalınlıklar oluşturulur. Granit Epoksi Kaplama Bu kaplama türü, aşınmaya ve çizilmeye karşı yüksek mukavemet sunan özel bir epoksi kaplama çeşididir. Granit epoksi reçinesi pigment içermez; tamamen saf epoksi reçine kullanılır. Bu sayede kaplama, üstün dayanıklılık özelliği kazanır. Üstelik yapılan testler, granit epoksinin doğal granitten bile daha dayanıklı olduğunu göstermektedir. Kaplamaya granit görünümünü, yapısında bulunan silis verir. Bu özellik hem estetik hem de fonksiyonel bir yüzey oluşturur. Ayrıca granit epoksi, gıda üretim tesislerinden otomotiv ve sanayi alanlarına kadar birçok sektörde uygulanır. Böylece hem görsel kalite hem de uzun ömür bir arada sunulur. Kalınlığı ise ihtiyaca veya tercihe bağlı olarak 2 ila 4 mm arasında değişir. Dolayısıyla farklı projelere ve kullanım alanlarına kolayca uyum sağlar. Sonuç olarak, granit epoksi kaplama hem dayanıklılığı hem de şık görünümü ile pek çok alanda güvenle tercih edilir. Epoksi Laminasyon Kaplama Bu kaplama türünde ustalar, cam elyafı ile epoksi reçinesini zemine uygular. İlk olarak astarlama işlemini tamamlarlar. Ardından epoksiyi zemine sürer, üzerine cam elyafı serer ve yeniden epoksi uygulayarak güçlü bir katman oluştururlar. Böylece yüzey, hem dayanıklılık hem de uzun ömür kazanır. Özellikle zemin mukavemeti düşük alanlarda laminasyon kaplaması büyük avantaj sağlar. Bunun yanı sıra seramik veya mozaiklerin çatlamasına ya da oynamasına karşı direnç oluşturur. Ayrıca betondaki yüzeysel çatlakları onarmada etkili bir çözümdür. Dahası, paslanmış petrol ve balast tanklarının tamiratında güvenilir sonuçlar verir. Kullanıcılar, laminasyon kaplamasını hem onarım hem de güçlendirme amacıyla tercih eder. Ayrıca, uygulama yöntemi uzun vadeli performans sunar ve farklı sektörlerde kullanım imkânı sağlar. Kaynak: Dillon, C. P. (2002). Epoxy Resins: Chemistry and Technology. CRC Press.— Epoksilerin kimyasal yapısı, sertleşme mekanizması ve temel özellikleri. May, C. A. (1988). Epoxy Resins: Chemistry and Technology (2nd ed.). Marcel Dekker, Inc.— Epoksilerin reçine ve sertleştirici bileşenleri, performans kriterleri. ASTM International. (2023). ASTM D2393 - Standard Terminology Relating to Epoxy Resins. ASTM Standards.— Epoksi terminolojisi ve standartları hakkında detaylı bilgi. Özkan, İ., & Yılmaz, M. (2015). Endüstride Epoksi Reçinelerin Kullanımı ve Uygulama Teknikleri. Turkish Journal of Polymer Science, 12(3), 45-58.— Türkiye’de endüstriyel epoksi uygulamalarına dair saha çalışmaları. Kalaycı, A. (2010). Yapı Malzemeleri ve Teknolojisi. İstanbul: Beta Yayınları.— Epoksi kaplamalar ve zemin uygulamaları hakkında teknik bilgiler. Türk Standartları Enstitüsü (TSE). (2020). TS EN 13813: Zemin Kaplama Malzemeleri - Epoksi Sistemleri. Ankara.— Epoksi zemin kaplama standartları ve uygulama şartları. Avcı, B., & Doğan, M. (2018). Epoksi Kaplamaların Mekanik ve Kimyasal Dayanıklılığı. İnşaat ve Malzeme Mühendisliği Dergisi, 5(2), 75-83.— Epoksi kaplamaların dayanıklılık performansına dair deneysel çalışmalar. Turan, N. (2017). Endüstriyel Zemin Kaplamalarında Epoksi Sistemlerinin Kullanımı. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi.— Epoksinin endüstriyel zeminlerde kullanımı ve avantajları.