İnşaat Yönetimine Giriş

İnşaat Yönetimi

Giriş

İnşaat ve bir şey inşa etme kabiliyeti insanlığın en eski özelliklerinden biridir. İnsanlık çok eski devirlerden beri hem korunma ve hem de barınma amacı ile çeşitli inşaat malzemeleri kullanarak barınaklar inşa etmiştir. İnsan toplulukları organize olmaya başlaması ile daha karmaşık ve insanlık tarihine iz bırakacak yapıtlar inşa etmiştir. Eski dünyanın yapıt ve şehir kalıntılarının gerek tasarımı ve gerekse yapımı modern dünya insanını hayrete düşürmektedir. Mısır’daki piramitler bunun bir örneğidir.

Ülkemiz de tarihi yapılar bakımından çok zenginlikler taşımaktadır. Urartular, Hititler, Romalılar, Eski Yunanlılar, Selçuklular ve Osmanlıların yapıtları bugün bile hepimizin hayranlığını kazanmakta ve modern tasarım şartnamelerinin öngördüğü şartları da sağlamaktadır. Günümüzde, artan tasarım ve yapım teknik ve teknolojileri nedeniyle çok büyük çaplı tüneller, asma köprüler ve viyadükler (köprüyol), otoyollar ve barajlar inşa edebilmektedir.

ABD Başkanlarından Herbert Hoover mühendislikle ilgili şöyle demiş:

“ Çok büyük bir meslektir. Bilim vasıtası ile bir plan ve tasarımın ortaya çıkmasını görmek şahane bir şeydir. Daha sonra bu tasarım taş, metal veya enerji şeklinde gerçekleşmektedir. Daha sonra bu da insanlığa iş ve aş temin etmektedir. Bu da yaşamın kalitesini artırmakta ve yaşama huzuruna katkı sağlamaktadır. İşte mühendisi ayrı kılan da budur” (Halpin & Woodhead,1998).

Herbert Hoover şöyle devam etmiş:

     “Mühendisin işi herkesin görebileceği apaçık bir yerdedir. Eğer bir hata yaparsa, doktorun yaptığı gibi o hatayı gizleyemez. Mimarın yaptığı gibi ağaçların arkasına veya ormanın içerisine saklayamaz. Bir avukatın yaptığı gibi hâkimi veya jüriyi suçlayamaz. Bir politikacı gibi ‘seçmen böyle istedi’ diyemez. Bir din adamı gibi şeytanı da suçlayamaz. Yaptığı iş planlandığı gibi işlevini göremezse acımasızca sorumlu tutulur; eğer planlandığı gibi işlevini görürse genellikle herkes mühendisin adını bile unutur, açılışa dahi çağrılmaz ve işin başarısı başkalarının parasını harcayarak işin yapımını ödeyene mal edilir!” (Halpin & Woodhead,1998).

İnşaat yapımı bilim dalı olarak iki genel başlık altında toplanabilir:

  1. İnşaat Yapım Teknolojisi 

Yapım Teknolojisi isminden de anlaşılacağı gibi işin yapılacağı şantiyede veya iş yerinde malzeme ve yapı elemanlarının yerleştirilmesi ve fiziki olarak inşası için kullanılan metot ve tekniklerdir. Teknoloji kelimesi teknik ve lojik kelimelerinden oluşur. Lojik yani mantık bir sıralama veya prosedür (izlek) konseptini ifade eder. Yani, lojik olayların netice elde edilinceye kadarki sıralanışını anlatır. Bu lojik sıralamaya teknik de ilave edilirse teknoloji, teknik sistematik sıralama yapılarak sonuç üretilmesini belirtir. Teknoloji, agrega üretilmesi, beton dökülmesi, tünel açılması vs. gibi uygulamalarda kullanılan ve makine-ekipman ve insan becerilerinden oluşan ve en faydalı sonucu elde edecek fenomeni anlatır.

Bir inşaat projesi yapım aşamasına geldikten sonra proje ve şantiye yönetiminin en kritik karşılaştığı soru şudur: “Hangi yapım tekniği veya metodu kullanılmalıdır?”. Her projenin kendine özgü yapım tekniği vardır ve devamlı olarak da yeni teknolojik gelişmeler olmaktadır. Bu nedenle proje yöneticileri yeni teknolojilerin avantaj ve dezavantajlarını iyi hesaplayarak karar vermek mecburiyetindedir.

  1. İnşaat Yapım Yönetimi

İnşaat Yapım Teknolojisinin aksine inşaat yapım yönetimi projeyi yönetenlerin elinde mevcut kaynakları en iyi şekilde kullanmasıyla ilgilidir. En genel şekilde tipik inşaat yapım kaynakları İngilizce 4M olarak adlandırılır: Manpower (İşgücü), Machines (Makine & Ekipmanlar), Materials (Malzemeler), ve Money (Para). İnşaat Yönetimi bir projenin inşası için bahsi geçen 4M’nin en etkin ve en kısa sürede uygulanması ile ilgilidir.

Bir inşaat projesi yönetilirken bu 4M’nin en efektif şekilde uygulanması esnasında pek çok dikkat edilmesi gereken husus mevcuttur. Bunların bazıları teknik hususlardır; mesela, kalıpların tasarımı ve seçimi, ekskavatörlerin seçimi, vs gibi.

Diğer hususlar ise kalitatif (niteleyici) karakterde olup çalışanların motivasyonu, iş ilişkileri, sözleşme şekilleri, hukuksal sorumluluklar ve şantiye işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgilidir.

İnşaat yapım yönetiminin odaklandığı esas konu inşaat projesi kapsamındaki kaynakların planlaması ve kontrolüdür. Bu yaklaşım, aynı türden seri üretimin gerçekleştirildiği ve kaynakların bu tür seri üretimlerin yapılması için uygulandığı diğer üretim sektörlerinden farklı bir durum arz etmektedir.

İnşaat sektörü projelerindeki en çok söylenen cümle projenin “zamanında ve ön görülen bütçe içerisinde” tamamlanmasıdır. Bu cümle son 15–20 yılda daha da geliştirilerek inşaat projelerinin “zamanında ve ön görülen bütçe içerisinde kaliteli olarak” tamamlanması şeklini almıştır. Bu inşaat projelerinin yapım esasıdır.

İnşaat Endüstrisinin Özellikleri

İnşaat endüstrisinin kendine özgü özellikleri vardır. Bu özelliklerin nedenleri sektörün büyüklüğü, geniş coğrafi alanlardaki yapım aktiviteleri çeşitliliği, üretim prosesinin organizasyonu, fiyata endeksli prosedürler, üretim için malzeme ve üretim elemanları, ihtiyaç duyulan uzman firmalar ve değişik makine-ekipman kaynaklarıdır. Özellikleri şöyle sıralayabiliriz:

  1. Endüstri yapım ve tasarım profesyonellerinin temsil edildiği odaların sayıları nedeniyle; bünyesinde çalışan iş kollarını temsil eden birlik ve sendikaların sayıları nedeniyle; sektör içinde uzmanlaşma nedeniyle çok çeşit ve sayıda bölünmüş durumdadır.
  2. Geleneksel İhale Usulünde tasarım yapımdan ayrılmıştır (yani tasarım prosesi bittiği zaman üretim başlar).
  3. Sürekli işçilik istihdamı yerine geçici işçi istihdamı ve alt-yüklenicilik yaygındır.
  4. Gayrimenkul varlıklar için yatırım eksikliği ve alt-yüklenici kullanmak ve makine kiralamak.
  5. Endüstri ve firmalarına düşen iş miktarı ve süresini tahmin etmek zordur. Bu da eğitim ihtiyaçlarını tahmin etmeyi, yatırım mertebesini ve endüstri içindeki firmaların çıktısının mertebe ve değerinin bilinmesi oldukça güçtür.
  6. Endüstri değişik müteahhitler, uzman alt-yükleniciler ve profesyonel firmalar nedeniyle karmaşık bir yapıya sahiptir.

İnşaat endüstrisi pek çok nedenden dolayı özel bir endüstridir. Bu endüstriyi özel kılan nedenler şöyle sıralanabilir:

İnşaatçılar üstlendikleri işi bitirebilmek için çok ağır şartlarda çok emek harcarlar. En iyi ve en hızlı şekilde işi bitirip yeni bir iş arayışına girerler. Ekonomik çevrim inşaat sektörü için çok önem arz etmektedir. Bunun nedeni de iş hacminin ( inşaata olan talep) artması ve/veya eksilmesine bağlı olarak pek çok inşaat çalışanı ( işçi, formen, mühendis) yerleşim alanlarına uzak şantiyelerde kısa süreli çalışmakta ve proje bitimini müteakip başka uzak yerdeki yeni bir şantiyeye, değişik veya aynı yapımcı ile kısa vadeli olarak gitmektedir. İşin süreksizliği ( ki bu da hükümetlerin ve özel yatırımcıların yatırım programları ile doğru orantılıdır.) durumunda inşaat sektörü büyük bir işsizlik patlaması ile karşılaşmaktadır.

  • İnşaat sektörünün ürettiği yapılar genellikle özel nitelikli türüne özgü yapılar olup, tek tek projelendirilip inşa edilmektedir. Dolayısıyla, işin başında bir araya getirilen iş gücü proje yönetimi tarafından bu özel iş için çok hızlı bir şekilde proje gereksinimlerine adapte olunacaktır.
  • İnşaat sektörü genel olarak tehlikelere maruz bir sektördür. Bu sektörde büyük ve çok pahalı makine ve ekipman parkına ihtiyaç duyulmaktadır. Küçük inşaat işlerinde dahi sıkça pahalı ekipman kullanılmakta ve bu ekipmanın değeri ihale bedelini geçmektedir.

Bir yapımcının (yüklenici) ihale kazanması ve kârla taahhüdünü yerine getirebilmesi iki yatırım aracına bağlıdır:

  1. Ehliyetli ve motive olmuş iş gücü
  2. İnşaat makine ve ekipmanı

İnşaat makine ve ekipmanı müteahhidin en önemli kapital yatırımıdır. Ekonomik olarak müteahhidin rekabet gücü makine parkının mekanik durumu, teknolojisi ve prodüktivitelerine bağlıdır. Eski makine parkı yeni, güvenilir, emniyetli ve daha çok verimli makine ile değiştirilmektedir. Makine parkı optimum bir şekilde şantiyede tasarlanmalıdır.  Bu husus çok önemli olup inşaat projesinin dikkatli bir şekilde planlamasını gerektirmektedir. Makine parkı ile iş gücü bir “takım” olarak yapım objesini en iyi kalitede, en kısa sürede ve en az maliyetle bitirmelidir.

İnşaat İşverenleri Sınıflandırması

İnşaat sektörü ekonominin her aktivitesinde var olmaya, iş almaya ve yatırım yapmaya çalışan bir sektördür. Genel olarak sektörün işverenlerini iki gruba ayırmak mümkündür. Bunlar:

Kamu Sektörü İşverenleri

Kamu sektörünün yatırım ve yapım işleri, Hükümetin parlamentoda her bakanlık için ayırdığı ve onayladığı bütçesi dâhilinde ve o çerçevede yapılır.

Merkezi yönetimden yapılacak herhangi bir bütçe kısıtlaması ya projelerin başlayamamasına veya devam etmekte olanların da yavaşlamasına veya durmasına neden olmaktadır. Türkiye’de kamu yatırımlarında çok rastlanan bir durumdur.

Yerel yönetimlerin yapacakları kapital yatırımları gerekli finansmanı da merkezi yönetim onayına tabidir.

İnşaat yaptıran kamu sektörü işverenleri şöyle sıralanabilir:

  • Ulaştırma, İskân, Sağlık, vb bakanlıklar;
  • Yerel yönetimler (Büyük şehir ve diğer belediyeler).

Özel Sektör İşverenleri

Özel sektör işverenleri kiralamak, satmak veya kendi kullanımı için inşaat yaptırmaktadır. Kamu yönetimini temsil eden inşalarla ilgili birimler, imar ve diğer izinler dışında özel sektör işverenleri üzerinde çok sınırlı bir kontrol uygulamakta olup yapım programlarına karışmamaktadır.

Özel sektör işverenleri aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilir:

  • Uluslararası şirketler: Shell, Esso, BP, Ford, Toyota, vb gibi rafineri, benzin istasyonu, fabrika inşaatı yaptıranlar;
  • Ulusal şirketler: Migros, BİM, Tansaş, vb gibi kendi kullanımları için inşaat yaptıranlar;
  • Yerel inşaat şirketleri: Yap-sat inşaat şirketleri gibi inşaat işletmelerinin hem kendi kullanımları ve hem de satmak için (ofis, konut, villa, vb) yaptıkları inşaatlar;
  • Tamirat, yenileme ve mevcut yapıların genişletme işlerini yaptıran işverenler.

Kaynak:

AKBIYIKLI, R. (2017), “İnşaat Yönetimi – Metraj ve Maliyet Hesapları”, Genişletilmiş 3. Baskı, 803 sayfa, Birsen Yayınevi, İstanbul.

Comments are closed